27 Kasım 2015 Cuma

Kopenhag /Malmö

Kopenhag :Soğuk havası , standardı yüksek hayatı ile sakin bomboş bir kent . İnsanların paraya ihtiyaçları yok bir çok yerde marketler dahil saat 18.00 da kapanıyor. Andersen masallarinin yazıldığı yer burası. Copenhagen'in bir çok yerinde Anderssen'i görebilirsiniz. (Evi, heykeli, bulvari) Burada sıradan bir mağazaya rastlamaniz çok zor. En uygun mağazaları bile türkiyede alınması çok zor ürünler.  Kentin her yeri oldukça sakin belirgin bir kalabalık yok. Apartman olan evleri küçük . Uçaktan bakınca şehir cetvelle çizilmiş kadar düzgün. Kent merkezinden uzaklaştikca  birbirinden güzel evlere karsilasabilirsiniz. Bu aylarda giderseniz Noel hazırlıklarını yapılmaya başladığını her yerde "Christmas" çarşılarının kurulduğunu görürsünüz. Dikkatimi çeken önemli bir hususta hayat standardı bu kadar iyi olmasına rağmen türkiyedeki lüks araçlardan burada olmamamasiydi.  Araçlar genelde amacına uygun sadece "araç " olarak kullanılıyor :)) Fransız elçiliginin önünden geçerken mel'un saldırıda hayatını kaybeden insanlar için elçiliginin önüne binlerce çiçek bırakılmıştı. Göçmenlere mültecilere çok fazla yer vermeyen bu ülkede en çok afganistanlilar , araplar ve Konya (Cihanbeyli,  Kulu) kürtleriyle karşılaştık. En güzeli ise karşılaştığımız Konya Kürtleriyle kaçak çay içiyor olmamizdi. Ve birbirimizi gördüğümüzde sanki kaldığımız yerden devam eden iki dostla muhabbetimizdi.  İçtiğim en lezzetli çay diyebilirim. İnsanların sakinligi şehrin kivrila kivrila akan küçük bir dere gibi akması tüm dünya telaslarini memleketimin kargaşasıni düşündükçe aslında Ortadoğu'da ne kadar yoruldugumuzu anladım. Tüm bunlara rağmen insanimin sıcaklığını , bekesligini özledim . Kalbim Amed'de kaldi.
    Malmø :
Kopenhag' a 40 km uzaklıkta bir şehir.  İki kenti ayıran uzunca bir köprü var sadece. İki ülkeyi ayıran bir köprü !Köprüden geçerken Charles Dickens' ı düşündüm  iki sehrin hikayesini... "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi. "
  Köprü boyu kitabin ilk paragrafı çınladı kulaklarimda. Arka fonda Aleksander Rybak- Fairytale söyledi. Köprüyü geçtikten sonra İsveç' in güler yüzlü polisi karşılıyor bizii. Malmö'de / Nykobing'de / Kopenhag'da doğru dürüst polisle karşılaşmadım . Malmö şehrine hiç yabancılık çekmedim . Göçmenlerin özellikle müslümanların ziyadesiyle yoğun yaşadığı bir yer. Büyük çoğunluğu Araplar'dan olusuyor yine Konya Kürtleri  az miktarda da Asya müslümanları mevcut. Lokantaların çoğu Arapların elinde yoğun baharatlı ve lezzetli. Bir çok restaurantin üzerinde "helal" yazıyor. Şehrin tarihi dokuları olduğu gibi korunmuş. Hemen her yeri tarih kokuyor. Büyükçe parkları azıcık güneş gören insanların uğrak mekanları. İnsan kalabalığından uzak bir şehir . Kopenhang'in elit havası burada yerini  tarih kokan sokaklara bırakıyor. Çok çeşitliliğinden olsa gerek daha çok benimseyebildim. İnsanların çoğu yürüyüş / spor yapıyordu.  İşe giden/ gelen insan sayısının azlığını sorunca:  Esnek çalışma mesaisinde olduğunu ; haftada 37 saat çalışma şartının ister 2 günde isterseniz de 5 günde tamamlanabileceğini öğrendim. İsveç Danimarka'ya göre  daha uzcuzdu . Şöyle ki  1 Euro 7 Dan. Kronu. 1 Euro 10 İsveç Kron'uyla eş değer.  Ayrıca Danimarka/ İsveç halkının gece hayatının çok az olduğunu vakitlerini çoğunu is çıkışlarında ailesiyle geçirdiğini gördüm . Soğuk görünüşlerinin aksine soru sordugumuzda güler yüzle uzun açıklayıcı cevaplar aldık. Bunlari dönüş yolunda yaziyorum. Benim icin çok heyecan verici bir deneyimdi . Reha Ruhavioğlu​ğnun  da dedigi gibi : Uzaklara gitmenin en güzel tarafı dönüşte Diyarbekir' e geliyor olmak. Eve dönüş vakti , kendimize dönüş vakti kalbimize dönüş vakti...